Dijital Çağda Milli Medyanın Varoluş Mücadelesi: Küresel Platformların Gölgesinde Kısıtlamalar

Küresel iletişim ağlarının egemen olduğu günümüzde, yerel ve milli medya kuruluşları, yayın politikaları ve içerikleri nedeniyle uluslararası sosyal medya devlerinin getirdiği kısıtlamalarla karşı karşıya kalmaktadır.

Cesur Haber ve Vizyon Ege Haber‘in İsrail ve Mossad gibi kritik konulara değinen içerikler nedeniyle YouTube ve diğer platformlarda yaşadığı engellemeler, bu mücadelenin somut bir göstergesidir.

Bu durum, sadece bireysel yayıncıların emeğini ve ekonomisini değil, aynı zamanda halkın haber alma hakkını ve milli sesin uluslararası alanda duyulmasını da derinden etkilemektedir.

Youtube, X (Twitter), Facebook, Instagram, TikTok gibi milyarlarca kullanıcının içerik ürettiği ve tükettiği küresel ağlar oldu. Ancak bu dev platformlar son derece merkezi bir yapıya sahipler. Hangi içeriğin öne çıkacağına veya sansürleneceğine bu şirketler karar veriyor.

Topladıkları kullanıcı verileriyle algoritmaları şekillendirip  veri ve Milli Güvenliğimizi de etkiliyor.

Dolayısıyla veri güvenliği, içerik sansürü ve algoritmik yönlendirme gibi meseleler sadece teknolojik değil, ulusal egemenlik ve siyasi birer konu haline geldi.

Vizyon Ege

Küresel Platformların İkilemi: Ticari Şirket mi, Küresel Denetçi mi?

Sosyal medya platformları, kendilerini “ticari şirketler” olarak tanımlasalar da, trilyonlarca kullanıcıya ulaşan yapıları itibarıyla fiilen küresel yayın denetleyicisi konumundadırlar. Bu platformlar, genellikle şeffaf olmayan ve tek taraflı kararlarla, bir içeriğin “topluluk kurallarını ihlal ettiğine” karar vererek videoları kısıtlayabilmekte, kanalları kapatabilmekte veya yayıncıların ekonomik gelirlerini kesintiye uğratabilmektedir.

Yerel ve milli medya organlarının, kendi ülkelerinin hassasiyetlerini ve bakış açılarını yansıtan içerikleri bu platformlara taşıması, uluslararası siyasi ve ekonomik güç dengelerinin hedefi haline gelebilmektedir.

Yayıncıların ifadesiyle, “bas parayı, yabancı sosyal medyalara kapatın Cesur Haberi” algısı, bu kısıtlamaların arkasında yatan motivasyonlara dair ciddi şüpheler uyandırmaktadır. Emekle, özveriyle ve büyük bir rizkle hazırlanan içeriklerin bir anda yok edilmesi, sadece maddi zarara değil, aynı zamanda gazetecilik motivasyonuna da ağır bir darbe vurmaktadır.

Kısıtlamaların Çok Boyutlu Zararları

Yayıncılar için bu kısıtlamaların etkileri çok boyutludur:

1. Ekonomik Kayıp: Bir Video haber çekmek için yeri gelip başka şehirlere gidip çekimler yapmaktayız. Tabii bu durumdada otomatikmen Yol Harcamaları,Konaklama Giderleri,Yeme içme giderleri ,Restaurant ve Kafe giderleri gibi pek çok gideler olmaktadır.
2. Haber sayfalarımız kapatılınca  harcanan paranın boşa gitmesi ve emek  ve Haber üretiminin daha çok kitlelere ulaşmasının engellenmesi yüzünden Moralmen karşılığının alınamaması mağduriyeti ortaya çıkmaktadır . Bizim derdimiz fenomen olmakdeğil,Daha çok kitlelere ulaşıp onları doğru bir şekilde bilgilendirmektir amacımız.
3. Arşivin Yok Olması: Yıllarca süren mücadele ve birikimle oluşan haber arşivlerinin platform kararıyla bir anda erişilmez hale gelmesi. Bu durum, dijital hafızanın silinmesi anlamına gelmektedir.
4. İfade Özgürlüğünün Kısıtlanması: Eleştirel ve hassas içeriklerin sansürlenmesi, diğer yayıncılara da otomatik sansür uygulama baskısı yaratmaktadır.
5. Milli Sesin Kısılması: Küresel medyada sıklıkla tek taraflı anlatıların hakim olduğu bir ortamda, yerel ve milli bakış açılarının uluslararası arenada duyurulmasının engellenmesi.
6. Kapatılan Bir sayfadaki haberleri çekmemiz montaj yapmamız yayınlamamız bizim yıllarca süren emeklerimizin bir anda yok olması na sebeb oluyor.

Çözüm Önerisi: Yerli ve Milli Dijital Platformlar Şart

Yaşanan bu sorunlar, “Kadim Devletimiz”in acil olarak gündemine alması gereken hayati bir çözüm noktasını işaret etmektedir:

Acil  ve İvedi olarak Türkiye’nin kendi egemen dijital medya ve video paylaşım platformunun kurulması lazım.

Bu tür bir platform, sadece bir video paylaşım sitesi değil, aynı zamanda milli dijital egemenliğin ve ifade özgürlüğünün güvencesi olacaktır.

Temel Avantajları:

• Milli Arşiv Güvencesi: Ülke içindeki yasal çerçevelerle korunan, emeklerin kaybolmayacağı bir dijital milli hafıza oluşturulması.
• Adil Kural Seti: Yayıncıların şeffaf, öngörülebilir ve ulusal yasalara uygun bir kural setine tabi olması.
• Ekonomik Güç: Reklam ve abonelik gelirlerinin ülke içinde kalması ve yerel yayıncılık sektörünü desteklemesi.
• Stratejik Bağımsızlık: Kritik zamanlarda yabancı platformların keyfi kısıtlamalarına karşı bir alternatif sığınak oluşturulması.

Cesur Haber‘in söylediği gibi, “Kim ne yaparsa yapsın Cesur Haber her zaman Tozlarından doğup aynı mücadeleyi Daha kapsamlı ve daha organize olarak her daim yapacaktır. “ Bu azim ve kararlılık, yerli ve milli medyanın ruhunu yansıtmaktadır. Ancak, bu bireysel çabaların sürdürülebilirliği için devletin, bu yayıncıların emeklerini koruyacak ve mücadelelerini güvenli bir zeminde sürdürmelerine olanak tanıyacak stratejik dijital altyapıyı ivedilikle hayata geçirmesi, artık bir tercih değil, bir zorunluluktur.

Cesur Haber Milyonlarca Dolarlar harcanan Yayın Kuruluşlarının yapamadığını çok kısıtlı bütçesiyle yayıncılık yapıp Ülkesine Milletine her zaman doğru ve İspatlı haberler yaparak Ülkesinin Milli Menfati için üzerine düşen görevi Vatandaşlık bilinci ve sorumluluğuyla yıllardır yapmaktadır.

Rusya, Çin ve İran gibi ülkeler yabancı menşeli sosyal medya uygulamalarını yasaklayıp kendi yerel platformlarını teşvik ederek dijital egemenliklerini korumaya çalışıyor.

Öte yandan, birçok Avrupa ülkesi de başka ülkelerin sosyal medya platformlarının kamu düzeyinde kullanımını yasakladı.

Merkezi yapıda olan Batı menşeli sosyal ağ tekellerine karşı, merkeziyetsiz veya yerli alternatif platformlar dünya genelinde ilgi görmeye başladı. Bu gelişmeler, sosyal medyanın artık devletler için de stratejik bir güç alanı olduğunu ortaya koydu.

Haber yaparken aldığımız rizkleri görmek için Videolarımızı merak edip seyrederseniz araştırırsanız defalarca Ölüm ile başbaşa kalmıştır ama asla habercilikten vaz geçmemişizdir . Gökhan Gülmez