Sağlık Bakanlığı İhalelerinde KİK İhlali ve Sahtecilik Şüphesi
SKANDALIN BOYUTU BÜYÜYOR: SAĞLIK BAKANLIĞI İHALELERİNDE KİK İHLALİ VE SAHTECİLİK ŞÜPHESİ ! SAYIŞTAY, KAMU İHALESİNDE KABUL EDİLEN GEÇERSİZ TEMİNATLAR İÇİN KİK YASAKLARI VE TCK YAPTIRIMLARINI İŞARET ETTİ.
ANKARA – Sayıştay Başkanlığı’nın Sağlık Bakanlığı 2024 Yılı denetim raporu, kamu kaynaklarının güvencesi olan ihale teminat sistemindeki ağır ihmal ve muhtemel suçu gözler önüne serdi. Yapım işi ihalelerinde, yasal yetkisi olmayan sigorta ve reasürans brokerleri tarafından düzenlenen kefalet senetlerinin teminat olarak kabul edilmesi, sadece mevzuat ihlali değil, aynı zamanda Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında da ciddi yaptırımları gerektiren bir eylem zincirini ortaya çıkardı. İlgili kamu idaresinin bu duruma sessiz kalması, skandalın boyutunu derinleştiriyor.
MEVZUAT İHLALİ: KİK’İN TEMEL GÜVENCESİ ÇÖKTÜ
Sayıştay tespitleri, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun (KİK) teminatlara ilişkin en temel hükümlerinin nasıl hiçe sayıldığını kanıtlıyor. Kanun, teminat mektubu tanımını açıkça bankalar ve Türkiye’de yerleşik sigorta şirketleri ile sınırlamışken; Sağlık Tesisleri, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) listelerinde dahi yer almayan yetkisiz sigorta ve reasürans brokerlerinden alınan senetleri teminat kabul etmiştir.
Bu durum, kabul edilen senetlerin hukuki olarak geçersiz olduğu anlamına gelmektedir.
Yüklenici firmanın taahhüdünü yerine getirmemesi veya sözleşmeyi feshetmesi halinde, idarenin nakde çevirebileceği bir teminat bulunmamakta, bu da kamu kaynağının doğrudan risk altına girmesine neden olmaktadır. Bu kabul, denetim zafiyetinden öte, KİK mevzuatına karşı kasıtlı bir aykırılık şüphesini doğurmaktadır.
HUKUKİ YAPTIRIMLAR: KİK YASAKLARI VE TCK UYARISI
Sayıştay, bu vahim bulgu karşısında ilgili yükleniciler ve ihmali olan kamu görevlileri için uygulanması gereken hukuki mekanizmaları net bir dille işaret etmiştir:
1. KİK Kapsamında Yükleniciye Uygulanacak Cezalar (4735 Sayılı Kanun)
Teminat olarak yetkisiz ve geçersiz belge sunan yüklenici firmalar, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 25. Maddesinde belirtilen “Yasak Fiil ve Davranışlar” kapsamına girmektedir.
- Sahte Belge Düzenleme/Kullanma Şüphesi: Yetkisiz bir kurumdan teminat senedi almak ve bunu İdareye sunmak, sahte belge düzenleme veya kullanmaya teşebbüs etme fiiline eşdeğer kabul edilebilir.
- İhalelerden Yasaklama: Kanunun 26. Maddesi uyarınca, bu fiilleri gerçekleştirdiği tespit edilenler hakkında, fiilin niteliğine göre bir yıldan az olmamak üzere iki yıla kadar tüm kamu kurum ve kuruluşlarının ihalelerine katılmaktan yasaklama kararı verilmesi zorunludur.
2. TCK Kapsamında İdari ve Cezai Sorumluluk
Sunulan kefalet senetlerinin yasal geçerliliğinin olmaması ve yetkisiz kişi/kurumlarca düzenlenmesi, Türk Ceza Kanunu (TCK) açısından da ciddi suç teşkil etme potansiyeline sahiptir:
- Resmi Belgede Sahtecilik (TCK 204): Geçersiz bir teminat belgesinin, resmi bir işlem olan ihale sürecinde kullanılması, “Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan” veya “Resmi Belgede Sahtecilik” suçlarının oluşumuna neden olabilir.
- Görevi Kötüye Kullanma (TCK 257): Geçersiz olduğu açık olan kefalet senetlerini kabul eden kamu görevlilerinin, kanunda açıkça belirtilen kurallara uymayarak kamunun güvenliğini tehlikeye atması ve kamu zararına yol açması nedeniyle “Görevi Kötüye Kullanma“ suçundan yargılanması gündeme gelecektir.
İDARENİN SAVUNULAMAZ SESSİZLİĞİ
Sayıştay’ın “teminat verme yetkisi bulunmayan brokerler üzerinden alınan kefalet senetlerinin kabulü” tespitine karşı ilgili kamu idaresinin açıklama yapmaktan kaçınması, durumu daha da şüpheli hale getirmektedir.
Bu kabul edilemez sessizlik, idari zafiyetin bilerek mi yoksa ağır ihmalle mi gerçekleştiği sorusunu akıllara getirmektedir.
Sayıştay, bu bağlamda kamu idaresine son bir uyarıda bulunarak; teyit işlemlerinde SEDDK doğrulama yöntemlerinin derhal ve eksiksiz kullanılması ve geçersiz teminat sunan firmalara karşı KİK uyarınca derhal yasaklama dahil gerekli yaptırımların uygulanması talimatını vermiştir.
Kamuoyunun beklentisi, Sağlık Bakanlığı’nın bu skandalın aydınlatılması ve sorumluların en ağır şekilde cezalandırılması için derhal harekete geçmesidir.
