İsrail’in,Gazze’deki yıkım için 100 milyar dolar Tazminat ödemesi gündemde
Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın Bosphorus Diplomasi Forumu’ndaki açıklamaları İsrail’de geniş yankı uyandırdı. Tel Aviv yönetiminin Gazze’deki yıkım için 100 milyar dolar ödemesi gerektiği talebi ve Siyonist lider Binyamin Netanyahu’nun yargılanması çağrısı, Dünya gündemine düştü.
BAŞKAN ERDOĞAN’IN SÖZLERİ İSRAİL’İ RAHATSIZ ETTİ
Başkan Erdoğan’ın yaptırım çağrısı İsrail’de geniş yankı uyandırdı. Özellikle Başkan Erdoğan’ın “İsrail 100 milyar dolar ödemeli” sözü Siyonist medyada rahatsızlığa neden oldu.
Maariv Gazetesi, “Erdoğan’dan bomba çıkış: İsrail 100 milyar dolar ödemeli” başlıklı haberinde, Başkan Erdoğan’ın İstanbul’daki diplomasi forumunda İsrail’i ve uluslararası toplumu sert şekilde eleştirdiği bildirildi.
Haberde, Başkan Erdoğan’ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu soykırım nedeniyle yargılanmalı sözüne de yer verildi. Maariv, Netanyahu’nun sert sözlerle hedef alındığını belirtti.
Maariv, Başkan Erdoğan’ın Gazze’deki ablukayı kırmayı amaçlayan “Küresel Sumud Filosuna” destek verdiğinin de altını çizdi.
Haberde, Başkan Erdoğan’ın, Gazze’deki yıkım nedeniyle İsrail’den devasa tazminat talebiyle üslubunu sertleştirdiği aktarıldı.
Haberde, “Başkan Erdoğan dramatik bir ekonomik talep dile getirdi: İsrail, Gazze Şeridi’ndeki yıkım için 100 milyar dolar ödemek zorunda,” diye kesin bir dille ilan etti ve Başbakan Binyamin Netanyahu ile hükümetinin yargı önüne çıkarılması gerektiğini ekledi. Erdoğan, Türkiye’nin ticari ve siyasi önlemlerinin diğer ülkelere örnek olması gerektiğini savundu ve böyle adımlar atılmazsa savaşın bölgenin ötesine yayılacağı uyarısında bulundu.” ifadeleri kullanıldı.
Habere göre bu girişim, Türkiye’nin Orta Doğu politikasını şekillendirmede merkezi bir aktör olma arzusunu da yansıtıyor.
bölgesel etkisini sürdürme çabalarının ortasında geldiği bildirildi.
Haber sitesi son olarak, Başkan Erdoğan’ın, “Türkiye’nin komşu halkların acılarına kayıtsız kalamayacağı” sözüne yer vererek, bu açıklamaların insani değerleri bölgesel jeopolitik çıkarlarla harmanlayan bir dış politikayı yansıttığını belirtti.Ayrıca, Başkan Erdoğan’ın Türkiye’yi, uluslararası sistemi reforme edebilecek ve bölgedeki barış çabalarını destekleyen etkili bir bölgesel güç olarak konumlandırma çabasını gösterdiğini vurguladı.
Gazze’deki Sivil Kayıplar ve Tazminat: Uluslararası Hukukun Cevabı
Gazze Şeridi’ndeki askeri operasyonlar sırasında sivillerin, özellikle de kadınların ve çocukların hedef alınması veya orantısız şekilde etkilenmesi, uluslararası hukuk açısından ciddi sonuçlar doğurabilecek bir konudur.
Uluslararası hukuk ve yasalara göre, bu tür eylemlerin gelecekte bir tazminat hakkı doğurup doğurmayacağı sorusu, birden fazla hukuk dalının ve sürecin kesişiminde incelenmelidir.
Savaş Suçları ve Tazminat: Gazze’de Yaşanan Sivil Katliamların Uluslararası Hukuktaki Karşılığı
Uluslararası İnsancıl Hukuk (Savaş Hukuku)
İsrail’in Gazze’deki eylemleri, öncelikle Uluslararası İnsancıl Hukuk (UİH) veya yaygın adıyla savaş hukuku çerçevesinde değerlendirilir. UİH’nin temel prensipleri şunlardır:
- Ayırt Etme Prensibi: Çatışmanın tarafları her zaman siviller ile savaşçıları ve sivil nesneler ile askeri hedefleri birbirinden ayırmak zorundadır. Siviller ve sivil nesneler, saldırıların hedefi olamaz. Bebekler, kadınlar ve diğer sivil insanlar, açıkça korunması gereken kişilerdir.
- Orantılılık Prensibi: Bir askeri hedefe saldırı yapılması durumunda, beklenen askeri avantajın, tahmini sivil kaybı veya sivil nesnelere verilecek hasarla orantılı olması gerekir. Orantısız sivil kayıplara yol açacak saldırılar yasaktır.
- Önlem Prensibi: Taraflar, sivil kayıpları en aza indirmek için mümkün olan her türlü önlemi almakla yükümlüdür (örneğin, etkili ön uyarılar yapmak).
Bu prensiplerin ihlal edilmesi ve kasten sivil halkın hedef alınması veya orantısız sivil kayıplara yol açılması, savaş suçu teşkil edebilir.
Uluslararası Hukukta Tazminat Hakkının Doğması
Uluslararası hukukta, bir devletin uluslararası yükümlülüklerini ihlal etmesi (örneğin, UİH’ye aykırı hareket etmesi) durumunda, uluslararası sorumluluğu doğar. Bu sorumluluğun doğal bir sonucu da ihlalden zarar görenlere tazminat (onarım) sağlamaktır.
Tazminatın Hukuki Temeli:
- İsrail Devletinin Sorumluluğu: Devletler, kendilerine atfedilebilen uluslararası hukuku ihlal eden eylemlerden sorumludur. Bu, UİH’nin ağır ihlallerini de kapsar. Uluslararası hukukta onarımın amacı, mümkün olduğunca ihlalden önceki durumu geri getirmektir (tam onarım). Bu, kayıplar için para veya mal şeklinde tazminatı içerir.
- İnsan Hakları Hukuku: Her ne kadar çatışma ortamlarında UİH öncelikli olsa da, Uluslararası İnsan Hakları Hukuku (UİHH) da uygulanmaya devam eder ve yaşam hakkının ihlali durumunda mağdurlara onarım hakkı tanır.
Örnekler: Geçmişte, devletlerin uluslararası hukuku ihlal eden eylemlerinden dolayı tazminat ödemesine hükmedilmiştir (örneğin, Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) bazı kararlarında). Ayrıca, İsrail’in bazı Filistinlilerle ilgili eylemlerine dair İsrail Yüksek Mahkemesi‘nin geçmişte, uluslararası hukuk uyarınca belirli durumlarda tazminat ödenmesi gerektiğine hükmettiği örnekler de mevcuttur.
Tazminat Hakkını Gerçekleştirecek Mekanizmalar
İlerleyen yıllarda Gazze’deki sivil mağdurlar için tazminat hakkının fiilen hayata geçirilmesi, zorlu ve karmaşık hukuki süreçlere bağlıdır:
- Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Süreci:
- UCM, savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve soykırım suçlarını soruşturur ve yargılar.
- UCM’nin yargı yetkisi Filistin topraklarında işlendiği iddia edilen suçları kapsar.
- UCM, suçlu bulunan kişilerin kurbanlara onarım (tazminat) ödemesine hükmedebilir. Bu, bireysel düzeyde faillerin yargılanması ve tazminat yükümlülüğü doğurması anlamına gelir.
- Uluslararası Adalet Divanı (UAD) Süreci:
- UAD, devletler arasındaki anlaşmazlıkları çözer. Gazze’deki operasyonlar, Filistin’i temsilen bir devlet veya üçüncü bir devlet tarafından UAD’ye taşınabilir.
- UAD, İsrail’in uluslararası sorumluluğunu tespit edebilir ve bu sorumluluğun bir parçası olarak tazminat ödeme yükümlülüğüne karar verebilir.
- Özel Uluslararası Mekanizmalar:
- Geçmişteki büyük çatışmalar sonrası, tazminat taleplerini değerlendirmek üzere özel tazminat komisyonları veya fonları kurulmuştur (örneğin, Birleşmiş Milletler altında kurulan mekanizmalar). Benzer bir mekanizmanın gelecekte kurulması olasıdır.
- İç Hukuk Süreçleri:
- Filistin Vatandaşı olan Mağdurlar, teorik olarak, tazminat almak için İsrail’deki ulusal mahkemelere başvurabilirler, ancak bu süreçler siyasi, hukuki ve mevzuattan kaynaklanan ciddi engellere sahiptir.
Gazze Şeridi’ndeki askeri operasyonlarda Uluslararası İnsancıl Hukuk’un (UİH) temel prensipleri olan ayırt etme ve orantılılık ilkelerinin ihlal edilmesi ve bunun sonucunda sivil kayıpların yaşanması durumunda, uluslararası hukuka göre tazminat hakkı doğar. Bu hak, İsrail’in uluslararası sorumluluğunun bir parçasıdır.
Ancak, bu hakkın fiilen hayata geçirilmesi, İsrail’in uluslararası mahkemelerin (UCM, UAD) yargı yetkisini kabul edip etmemesine, uluslararası toplumun baskısına ve gelecekte kurulabilecek özel mekanizmalara bağlı olarak karmaşık ve zorlu bir süreç olacaktır. Uluslararası hukukun temel prensibi, ihlal edilen hakkın onarılmasıdır ve sivil kayıplar için maddi tazminat, bu onarımın kritik bir parçasıdır.
