Bankalar arası Kart Merkezi A.Ş. İhalesiz Binek Araç Satın Almış,Yapım İhalelerini Parçalara bölmüş
Sayıştay Başkanlığı Müfettişlerinin 2024 Takvim Yılına ait Bankalar arası Kart Merkezi A.Ş.’ye yaptığı denetimde ” İhale Yapılmadan Binek Araç Satın Alınmış ve Yapım İşleri İhalelerini Parçalara Bölünerek Doğrudan Temin İle Gerçekleştirildiğini ” tespit etmiş.
A. Denetim Görüşünün Dayanağı Bulgular
1. İstisna Kapsamında Değerlendirilemeyen Mal Alımlarının Bulunması
2. İhale Yapılmadan Binek Araç Satın Alınması
3. Yapım İşlerinin Parçalara Bölünerek Doğrudan Temin İle Gerçekleştirilmesi.
BULGU 1: İstisna Kapsamında Değerlendirilemeyen Mal Alımlarının Bulunması Şirket tarafından 2024 yılında gerçekleştirilen ve Tablo 3’te detayları yer alan mal alımlarının, Kamu İhale Kurulu kararına aykırı olarak, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 3’üncü maddesinin (g) bendi kapsamında değerlendirilip satın alım sürecinin yürütüldüğü görülmüştür.
Yapılan incelemelerde, Şirketin ticarî ve sınaî faaliyetleri çerçevesinde; doğrudan mal ve hizmet üretimine veya ana faaliyetlerine yönelik olduğu düşünülmeyen ve toplam tutarı 1.262.498,40 TL olan aşağıdaki tabloda detaylandırılan akıllı cep telefonlarını, Kanun’un 3’üncü maddesinin (g) bendi kapsamında değerlendirip 4734 sayılı Kanun hükümlerinden istisna tutarak alım gerçekleştirdiği görülmüştür.
Hem Kanun’un ilgili maddesi hem de Kurulun Şirkete yönelik aldığı kararda görüleceği üzere, yapılan alımların Kanun’un 3’üncü maddesinin (g) bendi kapsamında
değerlendirilebilmesi için alımların doğrudan mal ve hizmet üretimine veya ana faaliyetlerine yönelik olması gerekmektedir.
Tabloda görüleceği üzere gerçekleştirilen alımlar akıllı cep telefonundan ibaret olup söz konusu mallar Şirketin ana faaliyeti ile doğrudan ilişkili olmayan, her şirket için genel anlamda ihtiyaç duyulan ürünlerdir. Dolayısıyla Şirket bu türdeki alımlarını 4734 sayılı Kanun’da öngörülmüş olan ihale usulleriyle almak durumundadır.
Sonuç itibarıyla, Şirketin alımlarında 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 3’üncü maddesinin (g) bendini sadece doğrudan mal ve hizmet üretimine veya ana faaliyetlerine yönelik alımlarda uygulaması, bunun dışındaki ihtiyacı olan diğer mal alımlarını ise 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümlerine uygun ihale usulleriyle temin etmesi gerekmektedir.
İstisna Kapsamında Değerlendirilemeyen Mal Alımlarının Bulunması Hukuki Arka Plan
-
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’na göre yapım işleri belli eşik değerlerin üzerinde ise ihale usulleri (açık ihale, belli istekliler arasında ihale vb.) ile yapılmak zorundadır.
-
Kanunun 19. maddesi (açık ihale usulü) kuraldır.
-
22. madde (doğrudan temin) ise ancak istisnai ve küçük çaplı alımlar için kullanılabilir.
-
Aynı işin parçalara bölünerek doğrudan teminle yapılması, Kanun’un 5. maddesindeki saydamlık, rekabet, eşit muamele, kaynakların verimli kullanılması ilkelerine aykırıdır.
2. Neden İhale Parçalara Bölünür?
-
Kontrol dışı kalma: Belediye veya kamu idaresi yöneticileri, ihale sürecini şeffaf ve rekabetçi yürütmek yerine kendi belirledikleri firmalara iş vermek için parçalama yoluna gidebilir.
-
Usulsüz menfaat sağlama: Belirli şirketlere çıkar sağlamak veya rüşvet/komisyon ilişkisi kurmak amacıyla tercih edilir.
-
İhale denetiminden kaçınma: Büyük ihaleler Sayıştay, İçişleri Bakanlığı veya kamuoyu denetimine daha açıktır. Parçalama ile görünürde küçük işler gibi gösterilip denetim zayıflatılır.
3. TCK Açısından Değerlendirme
Bu eylemler farklı suç tipleriyle kesişebilir:
-
Görevi Kötüye Kullanma (TCK m.257)
-
Kamu görevlisinin kanuna aykırı olarak ihale mevzuatını ihlal etmesi, kamu zararına yol açması durumunda bu madde devreye girer.
-
Örneğin: Belediye başkanı veya ihale yetkilisi parçalama yaparak kanunun öngördüğü ihale usulünü dolanırsa görevi kötüye kullanma suçu oluşur.
-
-
İhaleye Fesat Karıştırma (TCK m.235)
-
İhalelerin düzenini bozacak şekilde hile yapılması, ihaleyi belli kişi/firmalara kazandırmak için manipülasyon yapılması suçtur.
-
İşi parçalara bölmek ve doğrudan teminle sadece belli firmaları seçmek, “ihale sürecini kanuna aykırı yöntemle fesada uğratmak” olarak yorumlanabilir.
-
-
Edimin İfasına Fesat Karıştırma (TCK m.236)
-
Yapılan işin değerinden daha düşük kalite veya yüksek bedel üzerinden yapılması hâlinde gündeme gelir.
-
Doğrudan teminle alınan işlerin maliyetleri genelde şişirilirse bu madde de uygulanabilir.
-
-
-
Eğer doğrudan temin yoluyla yapılan işlerin bedeli, kamu görevlisinin zimmetine geçirilirse zimmet suçu da doğar.
-
4. Sonuç
-
Parçalara bölünerek doğrudan temin yapılması, başlı başına ihale mevzuatına aykırılık olup idari yönden kesinlikle suç teşkil eder.
-
TCK bakımından ise genellikle görevi kötüye kullanma ve şartlara göre ihaleye fesat karıştırma kapsamında değerlendirilir.
-
Yargıtay kararlarında da (ör. Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin çeşitli kararları) bu tür uygulamalar kamu zararına yol açtığında ceza sorumluluğu doğurduğu görülmektedir.
BULGU 2: İhale Yapılmadan Binek Araç Satın Alınması
Şirket tarafından toplam değeri 56.727.574,66 TL olan 28 adet binek otomobilin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamı dışında temel ihale yöntemleri kullanılmadan satın alındığı görülmüştür.
Yapılan incelemelerde, 14 sayılı ve 05.07.2024 tarihli yönetim kurulu kararına istinadentoplam değeri 56.727.574,66 TL olan 28 adet binek aracın (21 adet C, 6 adet D ve 1 adet Esegment araç), ihaleye çıkılmaksızın, sadece piyasa fiyat araştırması yapılarak satın alındığı görülmüştür.
Sonuç itibarıyla, BKM AŞ tarafından toplam değeri 56.727.574,66 TL olan 28 adet binek otomobilin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamı dışında temel ihale yöntemleri kullanılmadan satın alınmasının kamu ihale mevzuatına uygun olmadığı değerlendirilmektedir.
“İhale yapılmadan binek araç satın alınması”. Bu konu hem 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hem de Türk Ceza Kanunu (TCK) açısından değerlendirilmesi gereken ciddi bir usulsüzlüktür.
1. Mevzuat Çerçevesi
-
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’na göre; kamu kurumlarının binek araç satın alması, kural olarak ihale usullerine (açık ihale, belli istekliler vb.) tabidir.
-
Doğrudan temin (22. madde) yalnızca küçük çaplı, zorunlu veya özel hallerde mümkündür. Binek araç satın alma, bu kapsamda istisna değildir.
-
Dolayısıyla “ihale yapılmadan araç satın alınması” → kanuna aykırı işlemdir.
2. Neden Bu Yol Tercih Edilir?
-
İhale sürecinin şeffaflığından ve denetiminden kaçmak.
-
Belirli bir firmadan veya şahıstan araç alarak menfaat sağlamak.
-
Kamu kaynaklarını usulsüz şekilde yönlendirmek.
3. TCK Açısından Değerlendirme
-
Görevi Kötüye Kullanma (TCK m.257)
-
Kamu görevlisi, ihale kanununa aykırı biçimde araç alımı yaparsa görev gereklerine aykırı davranmış olur.
-
Bu davranış kamu zararı doğurmuşsa veya bir firmaya haksız menfaat sağlamışsa, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası gündeme gelir.
-
-
İhaleye Fesat Karıştırma (TCK m.235)
-
İhale yapılması gerekirken yapılmaması, ihalenin “kanuna aykırı şekilde ortadan kaldırılması” şeklinde değerlendirilir.
-
Yargıtay, ihalenin yapılmaması için sahte gerekçe üretilmesini ve doğrudan alım yapılmasını fesat karıştırma kapsamında değerlendiriyor.
-
-
Edimin İfasına Fesat Karıştırma (TCK m.236)
-
Alınan araç gerçek değerinden çok daha pahalıya alınırsa veya teknik özellikleri sözleşmeye aykırıysa bu madde uygulanır.
-
-
Zimmet / İrtikap (TCK m.247-250)
-
Eğer araç alımında kamu görevlisi kendi lehine maddi menfaat sağlamışsa, bu durum zimmet veya irtikap suçuna dönüşür.
-
4. Sonuç :
-
İhale yapılmadan binek araç satın alınması, hem idari yönden kesinlikle mevzuata aykırıdır hem de TCK kapsamında suçtur.
-
Somut olayın içeriğine göre suçun niteliği değişebilir:
-
Sadece ihale yapılmadan alım varsa → Görevi Kötüye Kullanma
-
Alımda menfaat sağlama varsa → İhaleye Fesat Karıştırma
-
Bedel şişirilmişse → Edimin İfasına Fesat Karıştırma
-
Kamu görevlisine veya yakınına çıkar sağlanmışsa → Zimmet / İrtikap
-
BULGU 3: Yapım İşlerinin Parçalara Bölünerek Doğrudan Temin İle Gerçekleştirilmesi
Şirket tarafından ihtiyaç duyulan çeşitli yapım işlerinin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nda öngörülen ihale usulleri ile karşılanması yerine parçalara bölünmek suretiyle doğrudan temin ile karşılandığı görülmüştür.
Yapılan incelemelerde, Şirket tarafından toplam değeri 2.257.386,80 TL olan oda, wc, mutfak ve vestiyer imalat ve tadilatlarının doğrudan temin ile aynı yüklenici firmaya yaptırıldığı görülmüştür.
Ödemeye ilişkin söz konusu işlerin satın alma talep tarihleri incelendiğinde ise aynı ya da birbirine çok yakın tarihler olduğu (satın alma taleplerinden üçü 02.04.2024 ve ikisi 10.05.2024 tarihlerinde yapılmıştır) görülmektedir. Dolayısıyla bu alımların birbiriyle doğal bir bağlantı içinde olduğu ve aynı işin alt unsurlarını oluşturduğu aşikârdır.
Eşik değerlerin altında kalmak amacıyla söz konusu alımların parçalara bölünerek temel ihale usulleri yerine Kanun’a aykırı şekilde doğrudan temin ile karşılanması neticesinde saydamlık, rekabet, eşit muamele, güvenirlik, gizlilik, kamuoyu denetimi, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanması ve kaynakların verimli kullanılması ilkelerine uyulmamıştır.
Alımların parçalara bölünerek yapılmış olması, Kamu İhale Kanunu’nda belirtilen temel ihale yöntemleriyle ihale yapılması halinde Kamu İhale Bülteni’nde verilecek ilan neticesinde söz konusu alımdan haberdar olabilecek muhtemel isteklilerin de ihaleye teklif verebilmeleri engellenmiştir.
Diğer taraftan, alım konusu yapım işinin piyasa koşulları içerisinde ve rekabete açık olarak belirlenmesinin önüne geçilmiş ve ancak Kanun’da sayılan temel ihale usullerinde gerçekleşebilecek, Kamu İhale Kurumuna şikâyet ve benzeri kamuoyu denetim mekanizmaları da devre dışı bırakılmıştır.
Ancak bulgumuza konu yapım işlerinde satın alma taleplerinin toplamda 1 ay 8 günlük bir zaman dilimi içinde gerçekleşmesi, bununla birlikte yapım işlerinin aynı firma tarafından tamamlanmış olması neticesinde söz konusu alımların birbiriyle doğal bir bağlantı içinde olduğu ve aynı işin alt unsurlarını oluşturduğu sonucuna varılmıştır. Şirketin 2024 yılı başında yeniden yapılanma sürecinde olduğu, kaç genel müdür yardımcısı ve danışman atamasının gerçekleşeceği aşikardır. Ayrıca üst düzey yönetici atama tarihlerine bakıldığında, söz konusu
tarihlerin de yakınlığı görülmektedir. Bu doğrultuda planlamanın yapılması yönünde bir engel olmadığı düşünülmektedir.
Sonuç itibarıyla, BKM AŞ tarafından, ihtiyaç duyulan toplam 2.257.386,80 TL tutarındaki çeşitli yapım işlerinin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nda öngörülen ihale usulleri ile karşılanması yerine parçalara bölünmek suretiyle doğrudan temin ile ve aynı firmadan karşılanmasının anılan Kanun’un temel ilkelerine aykırı olduğu değerlendirilmektedir.
Yapım işlerinin parçalara bölünerek doğrudan temin yoluyla gerçekleştirilmesi” hem 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu bakımından açıkça yasaklanmıştır hem de TCK açısından suç niteliği doğurabilir.
1. Mevzuat Çerçevesi
-
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, m.5 → İdareler ihtiyaçlarını “ödeneğin tamamını göz önünde bulundurarak”, parçalara bölmeden ihaleye çıkar.
-
Doğrudan Temin (m.22) → Sadece küçük çaplı veya istisnai işlerde uygulanabilir.
-
Yapım işlerinde (bina, yol, altyapı vb.) doğrudan temin yöntemi esas değil, açık ihale veya diğer rekabetçi usuller zorunludur.
-
Aynı işin farklı kısımlara ayrılarak küçük alımlar gibi gösterilmesi, Kanun’un saydamlık, rekabet, verimlilik ilkelerine aykırıdır.
2. Neden Bu Yola Başvurulur?
-
İhale sürecinin şeffaflığından ve denetiminden kaçmak.
-
Belirli yüklenicilere iş dağıtarak haksız menfaat sağlamak.
-
Siyasi veya kişisel ilişkiler üzerinden iş paylaştırmak.
-
Denetim mercilerinin (Sayıştay, İçişleri Bakanlığı) dikkatini çekmemek.
3. TCK Açısından Değerlendirme
-
Görevi Kötüye Kullanma (TCK m.257)
-
Kamu görevlisi, yapım işlerini kanuna aykırı şekilde parçalara bölerek doğrudan temin yaparsa görev gereklerine aykırı hareket etmiş olur.
-
Kamu zararı doğarsa veya belli firmalara çıkar sağlanırsa bu suç oluşur.
-
-
İhaleye Fesat Karıştırma (TCK m.235)
-
İhale yapılması gerekirken, ihalenin parçalara bölünerek ortadan kaldırılması “ihale sürecini kanuna aykırı şekilde bozmak” anlamına gelir.
-
Yargıtay, ihalenin bölünerek doğrudan temin yapılmasını çoğunlukla bu madde kapsamında değerlendirmektedir.
-
-
Edimin İfasına Fesat Karıştırma (TCK m.236)
-
İşin parçalanmasıyla birlikte kalitesiz, eksik veya değerinden yüksek iş yapılırsa bu madde de gündeme gelir.
-
-
Zimmet / İrtikap (TCK m.247-250)
-
Eğer doğrudan temin yoluyla yapılan işlerden kamu görevlisi veya yakınına maddi çıkar sağlanıyorsa, zimmet veya irtikap suçu oluşur.
-
4. Sonuç
-
Yapım işlerinin parçalara bölünerek doğrudan teminle yapılması, sadece idari bir usulsüzlük değildir → ceza hukuku bakımından da suçtur.
-
Çoğu durumda:
-
Görevi kötüye kullanma (m.257)
-
İhaleye fesat karıştırma (m.235)
suçlarıyla ilişkilendirilir.
-
-
Kamu zararının varlığı, menfaat sağlanması veya sahte belgeler düzenlenmesi hâlinde suçun kapsamı ağırlaşır.
NOT : Haberlerimizde adı geçen kurum, kuruluş ve şahıslar; basın ahlak ilkeleri gereğince her zaman ihbar@vizyonege.com adresimizden bize ulaşarak cevap ve düzeltme haklarını kullanabilirler.
Bizim görevimiz haber yapmaktır. Tüm haberlerimizi belge ve ispata dayalı olarak kamuoyuna sunarız. Devletimizin ilgili kurumları da haberlerimizi inceleyerek, kanun ve yasalar çerçevesinde gereğini yerine getirir.
Amacımız hiçbir şekilde kurumlarımızı veya kişileri yıpratmak değildir. Biz yalnızca görevimiz olarak halkın haber alma hakkını yerine getiriyoruz.
BKM HAKKINDA BİLGİ
Bankalararası Kart Merkezi (BKM) anonim şirket statüsünde olup 1990 yılında, 13 kamu ve özel Türk bankasının ortaklığıyla kurulmuştur. 2020 yılı itibarıyla Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) ana hissedar olduğu BKM’nin toplam sermayesi 177.492.990 TL’dir.
TCMB ile birlikte, Şirketin 11 ortağı olup bu ortaklar; Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi (AŞ), Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası AŞ, Türkiye Garanti Bankası AŞ, Akbank AŞ, Türkiye İş Bankası AŞ, Yapı ve Kredi Bankası AŞ, Türkiye Vakıflar Bankası Türk Anonim Ortaklığı, Qnb Finansbank AŞ, Ing Bank AŞ ve Türk Ekonomi Bankası AŞ’dir.
Şirket öncelikli olarak 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 4857 sayılı İş Kanunu, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu (VUK) ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’na, “ödeme sistemleri işleticiliği” görevini üstlenmesi ve faaliyet alanı itibarıyla da 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun, 5464 sayılı Banka Kartları ve
Kredi Kartları Kanunu, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ve bu kanunlara ilişkin ikincil düzenlemeler ile TCMB ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) düzenleyici kararlarına tabi olarak faaliyet göstermektedir.
TCMB’nin 12.06.2015 tarihli ve 10159/19758 sayılı Kararı ı ile Şirketin, banka ve kredi kartı işlemlerinin bankalar arasındaki takas ve mutabakatını sağlayan yurtiçi takas ve hesaplaşma ödeme sistemini işletmesi faaliyetine izin verilmiştir.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun 31.03.2016 tarihli ve 6821 sayılı Kararı ile Şirketin banka kartı ve kredi kartı sistemi kurma ve bu sisteme göre kart çıkarma ve üye işyeri anlaşması yapma yetkisi verme ile sınırlı olmak üzere, kartlı sistem kurma konusunda faaliyet göstermesi uygun görülmüştür.
BKM 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 3’üncü maddesinin (g) bendi ile Kamu İhale Genel Tebliği doğrultusunda ana faaliyet ve üretim konusuna yönelik belli bir tutara kadar olan mal ve hizmet alımlarında istisna kapsamında tutulmuştur. Şirket yapım işleri açısından Kamu İhale Kanunu’na tabidir.
Teşkilat Yapısı ve İnsan Kaynakları BKM’nin teşkilat yapısının en üstünde Yönetim Kurulu bulunmakta olup, kurul 7 üyeden oluşmaktadır. Yönetim kurulu altında genel müdürlük, beş adet genel müdür yardımcılığı ve bunlara bağlı direktörlükler yer almaktadır. Genel Müdür ve Genel Müdür Yardımcısı atamalarında BDDK onayı gerekmektedir.
Şirket 11 ortaklı bir yapıya sahip olup en büyük pay %51 ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına aittir.
